Geçenlerde bir çilingirle sohbet ettim.. Adam epeyce bir ustaydı ve tecrübeliydi.. Bu işe yıllarını vermişti.. Biraz muhabbet ettikten sonra adama sordum;
"Abi sen nasıl oluyor da bütün kapıları açabiliyorsun, bütün anahtarları kopyalayabiliyorsun" dedim.. Cevap olarak; "Hocam kapıların hepsini açamam, anahtarların da hepsini kopyalamam" dedi.. Şaşırdım.. "Ne demek istedin abi" dedim.. Adamın cevabı bir hayli şaşırtıcı ve bir o kadar da güzeldi.."Açamadığım tek kapı gönül kapısıdır.. Her kalbin çilingiri tektir ve sadece olması gereken kişidedir.. Kopyalayamadığım anahtara gelince; kopyalayamadığım anahtar 2 tanedir.. Bunlardan birincisi müzikteki "sol anahtarı", ikincisi ise gönül anahtarıdır, kalbin anahtarıdır" dedi.. Duraksadım.. Düşündüm.. Şaşırdım..
"Hayırlı işler abi" dedim ve oradan uzaklaştım.. Beni fazlasıyla etkilemişti bu olay..
Kim bilir kalplerimizin anahtarları nerede.. Belki yanıbaşımızda, belki çok uzaklarda.. Kalbimizin anahtarını taşıyan kişiyle belki de hiç karşılaşmadık..
İsmi ne, nereli v.b gibi şeyleri belki de hiç bilmiyoruz..
Kalplerimizin anahtarlarının kimde, nerede ve şu anda ne yaptığının aslında hiç de önemi yok bence.. Önemli olan birşey varki o anahtarın sahibiyle bir ömür boyu mutlu olabilmek.. O anahtara gönlümüzün tamamını açtırabilmek.. Anahtar sayesinde açılmış olan gönlümüzle sevebilmek.. O anahtarın yerine hiç bir anahtarın olmayacağını ve o anahtarın ne kadar değerli olduğunu bilebilmek.. O anahtarı kırmamak.. O anahtara bir ömrü verebilmek..
Hayırlı anahtarlarla karşılaşabilmeniz dileklerimle.. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder