5 Ocak 2010 Salı
Dün, yani 4 Ocak.. :(
Ufak çocuğun küçücük avuçlarını dolduran ekmek kadar yarımdı çocukluğumuz.. Çocuktuk.. Susam sokağındaki kurabiye canavarıydı bildiğimiz tek korkulası obje.. Enflasyonu, trafiği, terörü, bankamızda canice yapılan şerefsizliği öğrenene kadar da bilmiyorduk, canavarların sadece kurabiye yemediğini..
4 Ocak 2010 Pazartesi
Lunaparktaki Çocuk..
Yaz tatilinde en sık yaptığım şeylerdendir, arkadaşlarımla lunaparka gitmek.. Serin Kayseri akşamlarında, arkadaşlarımla sıcacık bir ortamda bulunmak.. Lunaparkta penaltı atmak.. Gondola bir kere binip korkmak ve bir daha binmemek için yemin etmek.. :)
2009 yaz tatilinde yine bir akşam lunaparka gittik.. Biraz gezip, eğlendikten sonra "Balerin" denen ve insanların eteğine oturarak döndüğü bir eğlence alanına geldik.. Herkes sıraya girmiş, balerinin boşalmasını bekliyordu.. Bazıları da binmeyecekti ve bizim gibi öylesine bakıyordu.. Herşey, herkes için çok güzeldi.. Herkes herşeyden uzaklaşmış, dertlerinden, sıkıntılarından kısa bir zaman için de olsa soyutlanmıştı.. Kısacası; herkes halinden memnun ve mutluydu..
Bir an gözüme bir çocuk takıldı.. Balerindekileri dikkatle izliyordu.. Hangi ruh haliyle izlediğini emin olun tam olarak bilemem ama O balerini izlerken ben de onu izliyordum.. Çocuk, balerine ne kadar dikkatli bakıyorduysa, ben de en az onun dikkati kadar O'na bakıyordum.. Lunapark epeyce bir gösterişliydi ve her renkten ışıklar ortamı aydınlatıyordu.. O ışıkları, izlemeye aldığım çocuğun gözlerinde gördüm.. 1-2 dakika sonra çocuğun gözlerinde o ışığı daha net görür hale geldim.. Canlanmıştı ışık.. Çünkü; çocuğun gözyaşları ışığı kuvvetlendirmişti..
Balerine baktım.. Balerindekiler için inme vakti gelmişti.. İnsanlar akın akın dökülüyordu balerinden.. Çocuğun gözyaşları aynı şekilde, damla damla akıyordu.. Duygulandım.. Daha doğrusu, ne kadar duygusuz olduğumu anladım.. Hayata çok kızdım o gece.. Eve gelince ağladım saatlerce..
Annesi, çocuğunu tekerlekli sandalyesini itekleyerek ordan uzaklaştırdı ve kısa zaman içinde bu olayın etkisiyle donakaldığım yerden gittiler.. Onlar, uzaklaşıp gittiler ordan ama bu olayın etkisi içimden hiç gitmedi ve gitmeyecek de.. Bu 5-10 dakikada yaşadıklarım benim için bir dersti.. Hem de büyük bir ders.. Saatlerce anlatılsa anlayamayacağım bir ders..
Sana bir teşekkür borçluyum "Lunaparktaki Tekerlek Sandalyeli Çocuk.." Ben senin gibi bir öğretmen görmedim.. Kısacık sürede dünyaları öğrettin bana.. Bak ağlattın yine beni.. Olsun be öğretmenim.. Öğretmenin vurduğu yerde de, ağlattığı gözde de gül biter..
Senin için dua edeceğim bu gece.. İsmini bile bilmiyorum ama kime dua ettiğimi Allah biliyor.. Hoşça ve sevgiyle yaşarsın inşallah.. Herşey gönlünce olsun..
2009 yaz tatilinde yine bir akşam lunaparka gittik.. Biraz gezip, eğlendikten sonra "Balerin" denen ve insanların eteğine oturarak döndüğü bir eğlence alanına geldik.. Herkes sıraya girmiş, balerinin boşalmasını bekliyordu.. Bazıları da binmeyecekti ve bizim gibi öylesine bakıyordu.. Herşey, herkes için çok güzeldi.. Herkes herşeyden uzaklaşmış, dertlerinden, sıkıntılarından kısa bir zaman için de olsa soyutlanmıştı.. Kısacası; herkes halinden memnun ve mutluydu..
Bir an gözüme bir çocuk takıldı.. Balerindekileri dikkatle izliyordu.. Hangi ruh haliyle izlediğini emin olun tam olarak bilemem ama O balerini izlerken ben de onu izliyordum.. Çocuk, balerine ne kadar dikkatli bakıyorduysa, ben de en az onun dikkati kadar O'na bakıyordum.. Lunapark epeyce bir gösterişliydi ve her renkten ışıklar ortamı aydınlatıyordu.. O ışıkları, izlemeye aldığım çocuğun gözlerinde gördüm.. 1-2 dakika sonra çocuğun gözlerinde o ışığı daha net görür hale geldim.. Canlanmıştı ışık.. Çünkü; çocuğun gözyaşları ışığı kuvvetlendirmişti..
Balerine baktım.. Balerindekiler için inme vakti gelmişti.. İnsanlar akın akın dökülüyordu balerinden.. Çocuğun gözyaşları aynı şekilde, damla damla akıyordu.. Duygulandım.. Daha doğrusu, ne kadar duygusuz olduğumu anladım.. Hayata çok kızdım o gece.. Eve gelince ağladım saatlerce..
Annesi, çocuğunu tekerlekli sandalyesini itekleyerek ordan uzaklaştırdı ve kısa zaman içinde bu olayın etkisiyle donakaldığım yerden gittiler.. Onlar, uzaklaşıp gittiler ordan ama bu olayın etkisi içimden hiç gitmedi ve gitmeyecek de.. Bu 5-10 dakikada yaşadıklarım benim için bir dersti.. Hem de büyük bir ders.. Saatlerce anlatılsa anlayamayacağım bir ders..
Sana bir teşekkür borçluyum "Lunaparktaki Tekerlek Sandalyeli Çocuk.." Ben senin gibi bir öğretmen görmedim.. Kısacık sürede dünyaları öğrettin bana.. Bak ağlattın yine beni.. Olsun be öğretmenim.. Öğretmenin vurduğu yerde de, ağlattığı gözde de gül biter..
Senin için dua edeceğim bu gece.. İsmini bile bilmiyorum ama kime dua ettiğimi Allah biliyor.. Hoşça ve sevgiyle yaşarsın inşallah.. Herşey gönlünce olsun..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)